BU SİTE NEDEN VAR???

Ülkemizin ekonomik sorunları ve işsizlik sorununa çözüm üretmek amacıyla oluşturduğum projemi sizlerle paylaşmak ve fikrinizi almak için...
TRimece Projesini öğrenmek için lütfen tıklayın...

19 Kasım 2007 Pazartesi

Nasil Destek Olabilirim?

Destek olmak isteyenler için birkaç cümle ile nasıl destek olabileceklerini söylemek istiyorum:

Şuanda sadece sitemizin daha fazla insana ulaşmasını, projenin anlatılmasını hedefliyorum eyleme geçme tarihini "1 OCAK 2008" olarak belirledik. Bu tarihe kadar tanıtım yapacağız.

Tanıtıma destek olmak için msn ininizde "ileti" kısmına sitenin adresini yazarak listenizdeki arkadaşlarınıza tavsiye edebilirsiniz. Üye olduğunuz site veya forumlar varsa burada siteden bahsederek insanların ilgi göstermesini sağlayabilirsiniz.

Projemiz 70 milyon insanımızı kapsadığı için bu çalışmaları yapmamız önemlidir, ancak bu gibi tanıtımlar vasıtasıyla proje herkese anlatılabilir. İnternet üzerinden reklam çalışmalarını da başlatmış bulunmaktayız.

Desteğiniz için teşekkür ederim...

Şuanda hazırlamakta olduğum yazılar:

- GAP projesinin akıbeti(35 yıldır tamamlanamayan proje) ve TRimece Projesindeki yeri

-TEKEL'in satışı bizi ilgilendirir mi?

-Halkbank(Halk-bank)?

-Hazine bonosu ve Devlet tahvili nedir?

-TRimece Yatırım Hakkında Ne Düşünüyor, En Karlı!!! Yatırım Hangisidir?

-"TÜRK MALI" Nedir? ... vs

Bu başlıklar şuanda hazırladığım yazılardır bunların dışında söylecek sözlerimizde var. Sizler araştırılmasını ve bahsedilmesini istediğiniz konular için yorum gönderip tavsiye de bulunabilirsiniz.

Sayfanın sağ kısmında bulunan ankete katılarak fikrinizi belirtebilirsiniz.(Fikriniz bizim için önemli)

Yeni yazılarımızla buluşmak üzere...

Son söz:

"Bir ulusun hayatıyla doğrudan doğruya ilgili olan ekonomisi,çöküşünün de yükselişinin de nedenidir. Zamanımız bir iktisat çağıdır. Kılıç kullanan kol yorulur ama saban kullanan kol yorulmaz, her gün daha çok güçlenir ve toprağına daha iyi sahip olur. Osmanlı İmparatorluğu her şeyden önce sabanın karşısında yenildi. Kılıçla zafer kazananlar er geç yerlerini sabanla zafer kazananlara bırakmak zorunda kalırlar.Ulusal egemenlik, iktisadî egemenlikle birleştirilmelidir yoksa kazanılan askerî ve siyasî başarılardan olumlu sonuçlar elde edilemez"

Mustafa Kemal ATATÜRK

(1923 İzmir İktisat Kongresi)

17 Kasım 2007 Cumartesi

TRimece Nedir?



Öncelikle TRimece kelimesini açmak istiyorum;"TÜRKİYE İMECE" dir açılımı...

Ülkemizin içinde bulunduğu durumları gözlemleyen bir vatandaş olarak bunların nedeninin ekonomik ve siyasi nedenler olduğu tespitini basın aracılığıyla ve farkındalıklarımla algıladığım an, bunun için bişeyler yapılmalı diye düşünürken (malum siyasetçi olmadığım için ekonomik sorunların çözümüne dair düşünceler geliştirmeye başladığım zamanlarda) TRimece fikri doğdu.

TRimece projesiyle güzel ülkemin ekonomik sorunlarına dair çözüm odaklı çalışmayı planlıyorum. Bunun tek başına çözüm getirmeyeceğinin farkında olmamdan dolayı da internet üzerinden sizlere ulaşma derdindeyim. Yalnız kalmayacağım ümidiyle; ülkemizin ekonomik sorunlarının çözülmesinin aslında hiç zor olmadığını göstermek ve biran önce çözüm için imece usulüyle harekete geçmeyi planlıyorum; ama yineliyorum bu bireysellikle değil toplumsallıkla üstesinden gelinebilecek eylem projesidir. Türkiye'nin menfaatine olan bazı konuları detaylandırarak sizlerin bilgisine sunmak istiyorum, bunları ileride yazacağım yazılarımla takip edebilirsiniz...

Rakamlarla Türkiye'nin Gerçekleri:


-Ülkemizdeki işsizliğin çözümü için yaklaşık 250 milyar$ paraya ihtiyaç vardır.




-İç ve dış borç toplamı 250 milyar$ civarındadır(resmi sonuçlar olmayıp benim bildiğim rakamlardır ki her geçen gün de artmaktadır).


Bu rakamların bize gösterdiği sonuç: yaklaşık 500milyar$ (enaz) paraya ihtiyacımızın olduğu gerçeğidir.


Nereden bulacağız bu parayı? "imkansız" demeyin "imkanlı", fakat öncelikle birlik-beraberlik şart. Millet olarak nelerin üstesinden geldik bununda geliriz. Üstesinden gelebilmek için sorunlarımızı benimsememiz ve çözümü için hepimizin ortak hassasiyeti göstermesi gerekmektedir. Zira "ülkemiz hepimizin evidir".

Sizlere bu parayı aslında nekadar da kolay bir şekilde temin edebileceğimizi maddeler halinde sunmaya çalışacağım. Ben buna kendimce "ekonomik kurtuluş savaşı" diyorum("savaş" kelimesini hiç sevmesemde özlü anlatım olduğu için tercih ediyorum).


EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞININ 10 CEPHESİ:


1- TRimece Cephesi : 70 milyon insanımız günde 1er ytl "ekonomik kurtuluş savaşı hesabına*" para ayırırsa günde 70milyon ytl eder; bir ytl kimsenin bütçesini sarsmaz emin olun. Ayda 2.1milyar ytl, yılda yaklaşık 25 milyar ytl eder.(bu paranın doğrucağı sonuçları ileriki yazılarımda açıklayacağım) sadece bir ytl ayırarak biriken bu para 20 yıl biriktirildiğinde gerekli olan parayı(500milyar$) elde ederiz ama 20 yıllık esaret çok fazla, hedefimiz 5yılda kurtulmak olmalı. Süreci kısaltmak için diğer maddeleri inceleyin.


* şuanda böyle bir hesap yoktur, burda açılması planlanan hesaptan bahsediyorum.


2- Sanatçı Cephesi: Ses sanatçılarından, sanatçılarımızın nasıl bir destek gösterebileceğini örneklendirmek istiyorum. 50 tane ses sanatçımızın her ay minumum iki tane ekonomik kurtuluşumuz için konser verdiğini düşünürsek, ayda 100 konser eder, her konser gelirinin yaklaşık 50bin ytl olduğunu düşünürsek(ki bu rakamın çok üstünde gelirler elde ediliyor)ayda 50.000*100= 5.000.000(5milyon ytl=5 trilyon) ytl eder. Bunun yanında ressamları, yazarları,.. vs. de hesaba katarsak ayda 10milyon ytl burdan gelir elde etmek mümkündür.


3- Esnaf Cephesi: Ülkemizde tesk verilerine göre yaklaşık
1.8 milyon esnaf olduğunu düşünürsek, her esnafımızın ayda 10ytl lik desteği ayda 10 milyon ytl gelir getirir. Esnaf başı, 100 ytl hesaplarsak da bu rakam 100milyon ytl eder. Kabul ediyorum her esnaf ayda yüz ytl veremez fakat ayda yüz ytl nin üstünde verebilecek çok fazla da esnaf vardır. Bunun bir ekonomik kurtuluş savaşı olduğunu unutmadığımız takdirde bu talebin mümkünlüğü daha net görülecektir. Bunun oluş şekline alternatif üretmek mümkündür; esnaflar ayda sadece 1 günlük tüm gelirlerini de bağışlayabilirler bu da hemen hemen aynı rakamları ( aslında doğruyu söylemek gerekirse çok daha yüksek rakamları) gelir olarak elde etmemizi sağlamaktadır.


4- Ev Hanımı Cephesi: Annelerimiz, fedakar annelerimiz! işte katkısından en fazla emin olduğum cephe bu cephedir. Ne istersek yapacaklarından zerre tereddütüm yok! Nüfusumuz üzerinden kabaca bir hesap yapıp ev hanımı sayısının 15 milyon civarında olduğunu düşünürsek, her bir evhanımının ayda sadece 10 ytl getirecek bir elişi becerisi gösterip bununla ekonomik kurtuluşumuza destek olduğunu düşündüğümüzde evhanımı cephesinin aylık katkısı yaklaşık 150 milyon ytl olacaktır.


5- Geri Dönüşüm Cephesi: Bu cephenin bize ekonomik getirisi hesaplayamayacağım kadar yüksek ve aynı zamanda çevreye olan katkısı da oldukça yüksektir. Bunu detaylarıyla ileride yazacağım için şimdilik incelemeniz için birkaç link vereceğim. ama milyar dolarlık kazanımlarımızın olacağını söylebilirim..

Link1

Link2



6- Tasarruf Cephesi: Bu cephemizin katkısının da maddi olarak oldukça yüksek olmasından dolayı rakamsal örnek veremeyeceğim ama kısaca değinmek istiyorum. Öncelikle bunu detaylandırmanın mümkün olduğunu belirtip bununla ilgili de ileride yazılar yazacağımı müjdeledikten sonra başlıca nelerde
tasarruf yapabileceğimizi söyleyeyim: Elektrik, su ve taşıt kullanım tasarrufu yapabiliriz. Belirlenen günlerde, belirlenen bölgelerde, belirlenen şekilde tasarruf yaparak ülkemize oldukça yüksek katkıda bulunmuş oluruz. Bunun maddi katkısı oldukça yüksektir.
Örneğin; A mahallesinde perşembe günleri saat 19:00 da, B mahallesinde cuma günleri saat 21:00 de bir saatlik elektrik tasarrufu yapılarak çok ciddi kazanımlar elde etmemiz mümkün olacaktır.

7- Organizasyon Cephesi: Milletçe futbol düşkünlüğümüz malumdur. Çeşitli futbol organizasyonları düzenleyerek küçükte olsa ek gelir elde etmemiz mümkündür ayda 1milyon ytl bile olsa unutmamalıyız ki damlaya damlaya göl olacaktır. organizasyon başlığını genişletmemizde mümkündür.Sadece yaratıcılığımızı kullanmamız yeterli olacaktır.


8- İşçi-Memur Cephesi: İşçi ve memurlarımız günde 30 dk. yada 1 saat fazla mesai yapsalar ve bunun için mesai ücreti talep etmeseler bu şekliyle ülkemizin bütçesine çok büyük katkı sağlanmış olur. (gerçi herkes normal mesai süresinde işini daha titiz yapsa bile yeterli olur, çünkü normal mesai süresi içinde kaybolan sürenin haddi hesabı yok!!! üzgünüm kimse kırılmasın ama maalesef böyle)


9- Öğrenci Cephesi:
Üniversite öğrencilerimiz günde 1 saatini devlete katkı için ayırdığı taktirde milyar dolarlarla ifade edilen gelirler elde edilebilir. Neler yapılabileceğine örnek vermek istiyorum: 10 yada daha fazla öğrenci toplamda 1 işçi gibi değerlendirilip, herkes birer saat çalışacak şekilde bir işe girseler elde edilen gelir bir ayda asgari ücret kadar olsa; yaklaşık 2milyon üniversite öğrencisinin olduğunu varsayarsak 2milyon/10 (on kişi bir işçi yerine sayılsa) = 200bin işçi eder ve bunların asgari ücret aldığını varsaydığımızda, ayda yaklaşık 200.000 kişi X 400ytl(asgari ücret) = 80.000.000 ytl gelir elde edilir yada bunun başka şekilleri de yapılabilir ben sadece bir örnek üzerinden size küçük ama önemli bir gerçeği göstermek istedim.


10- Gurbetçi Cephesi:
Dünya genelinde 35milyon(resmi rakam değil benim tahminim)Türk gurbetçimizin olduğunu tahmin ediyorum. Bu 35 milyon insanımız içinde 10 ayrı cephe düşünebiliriz ama en basitinden TRimece Cephesi açısından değerlendirsek ve günde bir ytl katkı verseler günlük 35 milyon ytl, aylık yaklaşık 1milyar ytl eder.

Dikkat ettiyseniz yukarıda kabataslak yaptığım hesaplamalarda rakamları hep düşük tutarak hesaplamaya çalıştım.Bu haliyle bile yani en kötü ihtimalle ayda yaklaşık 6milyar dolar civarında birikim yapabiliyoruz. Bu da bize toplam ihtiyacımız olan paranın 7 yıl gibi bir sürede toparlanması demek oluyor
Bunların dışında oldukça önemli başka katkılarda sağlanabilir, yeterki ülke çıkarlarımızı birkaç yıllığına kişisel çıkarlarımızın önünde tutalım. Zaten bunun meyvesini de hep beraber yiyeceğimizi düşünürsek aslında bunun kişisel çıkarlarımızla da örtüştüğünü görürüz. Ülkemizin borçsuz olması, daha kaliteli vatandaşlık hizmetleri almamız demektir yani vergiler düşer, sağlık skandalları ortadan kalkar,kişi başı gelir artar .. vs vs


Yukarıda bahsettiğim şeyler bir hayal ürünü değil sadece milletçe kenetlendiğimiz zaman oldukça kolay yapabileceğimiz ve ekonomik kurtuluş savaşının küçük ama etkili adımlarıdır.


Bunların uygulanmasına dair detayları ileriki yazılarımda bilginize sunacağımı, konu hakkında fikirlerinizi beklediğimi söyleyip, saygılarımı sunarım..


Son söz:
" SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR" M.K.ATATÜRK

12 Kasım 2007 Pazartesi

İMECE NEDİR?

site adından yola çıkarak bir açıklama yazısı yazma gereği duydum...

imece nedir?

öyle yada böyle herkes
imece kelimesini duymuştur. google da kısa bir araştırmayla hakkında fazlaca bilgi edinebileceğiniz imece kelimesi, mimarisi tamamen bize ait bir olgudur.(bununla övünebiliriz:) )

imece deyince aklıma ilk olarak köy geliyor. sanki bu olgu köye ait birşeymiş gibi canlanıyor beynimde. nedenini düşününce şahit olduklarımdan kaynaklı olduğu kanısına varıyorum. imece örneklerine şahit oluşlarım hep köylerde olmuştur.
kısaca bende ki imece tanımına değinirsem:" yerleşim alanında maddi durumu iyi olmayan kişilere diğer yaşamdaşlarının(komşu da diyebiliriz) elbirliği ile yardımcı olmasıdır.

örneklendirirsek: köyde yaşadığımızı düşünelim yada komşu ilişkilerinin iyi olduğu bir mahallede, köylümüz mehmet amcamızın maddi durumu çok kötüdür. çok eski bir evi vardır ha yıkıldı ha yıkılacak. tehlike arz eden bir evdir o ev. ama adamcağızın yenisini yapacak durumu da yoktur. babadan kalma 3-5 donum arazisi var ama ordan da elde ettiği 3 çocuğu, hanımı ve kendisinin boğazına ancak yetmektedir. biz köylüleri de köy evinde çayımızı içerken birisi " ya bu mehmet amcanın durumu ne olacak bişiy yapmayacakmıyız adamcağızın evi ha yıkıldı ha yıkılacak" dedi. işte imecenin başlangıç noktası burasıdır: "TESPİT"

bundan sonrası da malum; duyarlı köylüler hep birlikte elde avuçta olanlardan, bütçeleri doğrultusunda, ellerinden geleni yaparak hep birlikte mehmet amcamıza ev yaparlar. para verip dışardan usta çalıştırmazlar. hep birlikte çalışırlar. sadece gerekli malzemeleri para karşılığında alırlar. tabi ki herkes maddi yardımda bulunamaz çünkü köyde başka fakirlerde bulunmaktadır ama onlarda işçilik yaparak katkıda bulunurlar. burada kimse işten veya görevden kaçmaz.

ve sonra bi bakarsınız ki mehmet amcamız köyün neredeyse en güzel evinde oturuyor olur ve ne hikmetse bundan kimse rahatsız olmaz. çünkü köylü gücü olmayan! mehmet amca için kendileri için olandan daha fazlasını isterler.(işte tam da bu yüzden yukarda gurur duyabiliriz dedim)
imece budur!

Bizim kültürümüzde var olan ve günümüzde uygulanması azalsa bile halen devam etmekte olan bir uygulamadır da aynı zamanda...

toplumsal sorumluluk olarak hepimizin bu konuda misyon edinmesi gerektiğine inanıyorum..

burada yapmaya çalıştığım tanımlamayı yeterli buluyorum ama sizler yeterli bulmuyorsanız google
diye birşey var canım :)

uğraştırma bizi işte diyenler için netten birkaç alıntı yaptım buyrun arkadaşlar:
imece nedir? :

1- "Eski Anadolu'da daha çok kırsal bölgelerde insanların ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını ortaklaşa bir düzen içinde karşılamalarını anlatan bir TOPLUMSAL DAYANIŞMA örneğidir."

2- "insanların işlerini birlikten kuvvet doğar ve yardıma ihtiyacı olanlarında işlerinin görülmesi mantığı ile beraberce yapmaları, kollektif yaşamın ve insani dayanışmanın olmazsa olmazı..."

3- "İmece, bir köy ya da köy topluluğu içinde işlerin gönüllü ya da zorunlu olarak ve elbirliği içinde yapılması. Köyün herhangi bir sorununun giderilmesi karar verilmişse, köydeki her ev iş gücü açığını karşılamak zorundadır. Eğer para da toplanacaksa buna salma denir. Bir konu için para toplanması karar alınışsa, her ev ölçüsü oranında maddi katkı yapmak zorundadır. İmece köy veya küçük kasabalarda yazılı olmayan hukuka dayalı, herkes tarafından kabul gören bir dayanışma örgütüdür. Bir belediyenin yapması gereken pekçok iş, köylerde belediye olmadığı için bu usülle yapılır.

İmece usulu yapılan veya yapılabilecek işlere bazı örnekler:

* Köyün kanalizasyonunun yapılması.
* Köyün merasının temizlenmesi.
* Düğün yerlerinin kurulması.
* Okul inşaatı.
* Cami inşaatı.
* Okulun yakacağının toplanması.
* Köyün korusundan ağaç kesilmesi.
* Köy fırınının temizlenmesi.
* Hayır işlerinde gereken ortak çalışma.
* Düğünlerde sandalye, güğüm, kazan gibi eşyaların gereksinimi karşılamak.
* Köye misafir gelmişse ağırlamak.

Salma yapılması gereken ve gerekebilecek durumlara örnekler:

* Köyün hayırı için para toplamak.
* Askere gidecek kişilere yardım için para toplamak.
* Köyde yapılan bilumum inşaat için para toplamak.

Salma veya imece kararı muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından alınır.

Çerkezlerde imece:

Adigeler imeceye "hafı" derler.İlkbahar mevsiminde köyün erkekleri,ödünç gün karşılığı mısır çapası,vb yaparlardı.Bu bir karşılıklı dayanışma örneğiydi.Mısır soyma imecesi ise gönüllülüğe dayanan bir imece türüdür.Genç kızlar geceleri mısır soyar,delikanlılar da karşılarına oturup söyleşide bulunur,sonunda ev sahibinin sunduğu yemeği yiyip dağılırlardı.Bu arada birbirlerini beğenen gençler birbirlerine "lokma" gönderirlerdi.Bir de köyün su arkı açılması,bent ve yol yapılması gibi gerekli işleri olurdu. Bunlar da zorunlu imece örneklerinden olup çalışmalara her aileden gereken sayıda erkek katılırdı."

wikipedia dan alıntıdır.


şimdi de uygulanıldığında Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözmeyi hedefleyen TRimece Projesini öğrenmek için
buraya tıklayın

BASLANGIC

herkese merhabalar;
öncelikle size bu blogun oluşturulma nedeninden bahsedeyim:
bu blog da güzel ülkemin bazı sorunlarına ve bunların çözümüne dair şahsi görüşlerimi ifade edip paylaşmaktır amacı güdüyorum.

buna neden gerek duyduğum konusuna değinmeden edemeyeceğim: güzel ülkemin içinde bulunduğu şartlar duyarlı her vatandaş gibi benimde canımı fazlasıyla sıkmaktadır. adı ekonomik şartlar yada başka birşey olsa da ben bu sorunların aslında hiç zor olmadığını ve istersek hep beraber üstesinden geleceğimiz kanısını taşımaktayım.

amacım bir site kurup bunları dile getirmekti, buradan yeteri kadar kişiye ulaşamayacağımın farkındayım ama bunu ben ilk adım olarak görmekteyim. tabi ki ilerleyen dönemlerde siteyi de kuracağım ve kurmayı düşündüğüm internet sitesinin alan adını aldım ama öğrenci olduğum için(maddi boyut) ve site tasarımından anlamadığım için bu yola başvurmayı düşündüm.

bu blog üzerinden siyaset yapmayı düşünmüyorum hatta olabildiğince siyasetten uzak durup sadece sorunlar için nasıl çözüm üretebiliriz kısmında fikir alışverişi yapmak ve Türk Milleti olarak çözümler için örgütlenmeyi sağlamaktır. yani bir nevi bilinçlenme ve bilinçlendirme çabası olarak görüyorum bunu..

her yolun başlangıcında yolda ilerlerken nelerle karşılaşılabilir hangi engeller çıkar karşıma diye düşünmek gerektiğini savunan birisi olarak bu yolda da 3 aşağı 5 yukarı tahmin edebiliyorum nasıl eleştiriler alabileceğimi ama öncelikle isteğim eleştiri sahiplerinin, gerçekten ne yapmak istediğimi anlaması ve yapıcı eleştirilerde bulunması. artık güzel ülkemde yıkılacak çok fazla birşey kalmadığı için milletçe yapıcı olmamızın zamanının geldiğini düşünüyorum...

kendimi "dünyayı kurtaran adam ın oğlu" yada "he-man" olarak görmüyorum ve bunun böyle değerlendirilmemesini de talep ediyorum amacım sadece hepimizin ortak sorunlarına düşünen beyin cephesiyle çözüm üretmek...

çok fazla uzatıp kimseyi sıkmak istemiyorum. bu blogun bir düşünce platformu olması ve eyleme geçmede etkili olması temennisi ile yazıma son veriyorum...

saygılarımla
mesut demir